NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’L-KASAME

<< 1891 >>

ذكر القسامة التي كانت في الجاهلية حدثنا أبو عبد الرحمن أحمد بن شعيب النسائي قال

1- Cahiliye Döneminde Olan Kasame

 

أخبرنا محمد بن يحيى بن عبد الله قال حدثنا أبو معمر قال حدثنا عبد الوارث قال حدثنا قطن أبو الهيثم قال حدثنا أبو يزيد المدني عن عكرمة عن بن عباس قال أول قسامة كانت في الجاهلية كان رجل من بني هاشم استأجر رجلا من قريش من فخذ أخرى قال فانطلق معه في إبله فمر به رجل من بنى هاشم قد انقطعت عروة جوالقه فقال أغثني بعقال أشد به عروة جوالقي لا تنفر الإبل فأعطاه عقالا فشد به عروة جوالقه فلما نزلوا وعقلت الإبل إلا بعيرا واحدا فقال الذي استأجره ما شأن هذا البعير لم يعقل من بين الإبل قال ليس له عقال قال فأين عقاله قال مربي رجل من بني هاشم قد انقطعت عروة جوالقه فاستغاثني فقال أغثني بعقال أشد به عروة جوالقي لا تنفر الإبل فأعطيته عقالا فحذفه بعصا كان فيها أجله فمر به رجل من أهل اليمن فقال أتشهد الموسم قال ما أشهد وربما شهدت قال هل أنت مبلغ عني رسالة مرة من الدهر قال نعم قال إذا شهدت الموسم فناد يا آل قريش فإذا أجابوك فناد يا آل بني هاشم فإذا أجابوك فسل عن أبي طالب فأخبره أن فلانا قتلني في عقال قال ومات المستأجر فلما قدم الذي استأجره أتاه أبو طالب فقال ما فعل صاحبنا قال مرض فأحسنت القيام عليه ثم مات فوليت دفنه فقال كان ذا أهل ذلك منك فمكث حينا ثم إن الرجل اليماني الذي كان أوصى إليه أن يبلغ عنه وافي الموسم قال يا آل قريش قالوا هذه قريش قال يا آل بني هاشم قالوا هذه بنو هاشم قال أين أبو طالب قال هذا أبو طالب قال أمرني فلان أن أبلغك رسالة أن فلان قتله في عقال فأتاه أبو طالب فقال اختر منا إحدى ثلاث إن شئت أن تؤدي مائة من الإبل فإنك قتلت صاحبنا خطأ وأن شئت خلف خمسون من قومك أنك لم تقتله فإن أبيت قتلناك به فأتى قومه فذكر ذلك لهم فقالوا نحلف فأتته امرأة من بني هاشم كانت تحت رجل منهم قد ولدت له فقالت يا أبا طالب أحب أن تجيز ابني هذا رجلا من الخمسين ولا تصبر يمينه ففعل فأتاه رجل منهم فقال يا أبا طالب أردت خمسين رجلا أن يحلفوا مكان مائة من الإبل يصيب كل رجل بعيران فهذان بعيران فاقبلهما عني ولا تصبر يميني حيث تصبر الأيمان فقبلهما وجاء ثمانية وأربعون رجلا حلفوا قال بن عباس فوالذي نفسي بيده ما حال الحول ومن الثمانية والأربعين عين تطرف

 

[-: 6882 :-] İbn Abbas anlatıyor: ilk kasame, Cahiliye döneminde yapıldı. Haşim oğullarından bir adam Kureyş kabilesine ait bir fırkadan bir kişiyi iş için kiraladı. Kureyşli devesine binip adamla yola çıktı. Yolda Haşim oğullarından bir kişi yanına geldi. Adamın kırbalarının bağı kopmuştu ve Kureyşliye: "Bana yardımda bulunup bir devenin yularını versen kırbalarımı bağlasam, develer zaten kaçmaz" dedi. Kureyşli, bir devenin yularının çözüp adama verdi, o da kırbalarını bağladı. Bunlar bir yerde konakladıklarında Kureyşli, bir deve hariç bütün develeri bağladı. Adamı kiralayan kişi:

 

"Niye bütün develer bağlı da bu deve bağlı değil?" deyince, Kureyşli: "Onun yuları yok" cevabını verdi. Adam: "Yuları nerede?" diye sordu. Kureyşli : "Bana, Haşim oğullarından kırbalarının bağı kopan biri geldi. Gelip yardım isteyince, kırbararını bağlaması için ona bu devenin yularını çözüp verdim" dedi. Mal sahibi Kureyşliye sopayla vurdu ve bu vuruş Kureyşlinin ölümüne sebep oldu. Bu sırada Yemen'li biri geldi ve Kureyşli ona:

 

"Hac mevsiminde Mekke'de olacak mısın?" diye sordu. Yemen'li: "Hayır olmayacağım. Ama belki de olurum" dedi. Kureyş'li "Eğer olursan benim bir haberimi götürür müsün?" dedi. Yemenli: "Evet" deyince Kureyşli şöyle devam etti: "Eğer hac mevsiminde Mekke'de olursan orada «Ey Kureyş oğulları!» diye seslen. Şayet cevap alırsan, «Ey Haşim oğulları!» diye seslen ve eğer sana cevap veren olursa Ebu Talib'i sor. Ona filan kişinin beni bir ip için öldürdüğünü söyle" dedi ve öldü.

Adamı kiralayan kişi (Mekke'ye) geldiğinde Ebu Talib onu karşıladı ve: "Bizim adamımız ne yaptı?" dedi. Adam: "O hastalandı ve ben gereken her şeyi yaptım, ama adam sonunda öldü. Ben de onu defnettim" cevabını verdi. Ebu Talib: "Yapman gereken de buydu" dedi.

 

Sonra öldürülen kişinin vasiyet ettiği kişi hac mevsiminde geldi ve: "Ey Kureyş oğulları!" diye seslendi. Oradaki Kureyşliler: "Biz Kureyşliyiz" dediler. Adam bu defa: "Ey Haşim oğulları!" diye çağırdı. Bu sefer Haşim oğulları: "Biz Haşim oğullarıyız" dediler. Adam: "Ebu Talib nerede?" diye sorunca: "Bu, Ebu Talib'tir" dediler ve adam şöyle devam etti:

 

"Filan kişi size, filan kişinin onu bir ip için öldürdüğü haberini vermemi emretti" dedi. Ebu Talib, Kureyşliyi öldüren adamın yanına gitti ve: "Şu üç şeyden birini seç: Eğer kaza ile arkadaşımızı öldürdüysen diyet olarak yüz deve ödersin. Veya öldürmediğine dair kavminden yemin etmek üzere elli kişi getirirsin. Bu iki şeyi de kabul etmezsen biz de seni öldürürüz" dedi. Adam. kavmine gidip durumu onlara anlatınca kavmi: "Biz yemin ederiz" dediler. Zamanında Kureyşli biriyle evli olup ondan çocuğu olan Haşim oğullarından bir kadın geldi ve: "Ey Ebu Talib! Sana yemin edecek elli kişinin arasında olan oğluma yemin ettirmeni istemiyorum. Dilersen onu yalan yemin altında bırakma" dedi. Ebu Talib kadının isteğini kabul etti. Ancak bir adam daha geldi ve: "Ey Ebu Talib! Yüz deve karşılığı elli kişinin yemin etmesini istedin. Adam başı iki deve düşer ve işte sana iki deve. Bunları kabul et ve benden de yemin etmemi isteme" dedi. Ebu Talib te iki deveyi kabul etti. Geriye kalan kırksekiz kişi yemin etti.

 

İbn Abbas: "Nefsim elinde olan (Allah)'a yemin olsun ki! Bir sene geçmeden o kırk sekiz kişi öldü" diye ekledi.

 

Mücteba: 8/3; Tuhfe: 6280

 

Diğer tahric: Hadisi Buhari (3845) rivayet etti.