ذكر
القسامة التي
كانت في
الجاهلية حدثنا أبو
عبد الرحمن
أحمد بن شعيب
النسائي قال
1- Cahiliye Döneminde
Olan Kasame
أخبرنا محمد
بن يحيى بن
عبد الله قال
حدثنا أبو
معمر قال
حدثنا عبد
الوارث قال
حدثنا قطن أبو
الهيثم قال
حدثنا أبو
يزيد المدني
عن عكرمة عن
بن عباس قال
أول قسامة
كانت في
الجاهلية كان
رجل من بني
هاشم استأجر
رجلا من قريش
من فخذ أخرى
قال فانطلق
معه في إبله
فمر به رجل من
بنى هاشم قد
انقطعت عروة
جوالقه فقال
أغثني بعقال
أشد به عروة
جوالقي لا
تنفر الإبل
فأعطاه عقالا
فشد به عروة
جوالقه فلما
نزلوا وعقلت
الإبل إلا
بعيرا واحدا
فقال الذي
استأجره ما
شأن هذا
البعير لم
يعقل من بين
الإبل قال ليس
له عقال قال
فأين عقاله
قال مربي رجل
من بني هاشم
قد انقطعت
عروة جوالقه فاستغاثني
فقال أغثني
بعقال أشد به
عروة جوالقي
لا تنفر الإبل
فأعطيته
عقالا فحذفه بعصا
كان فيها أجله
فمر به رجل من
أهل اليمن فقال
أتشهد الموسم
قال ما أشهد
وربما شهدت
قال هل أنت
مبلغ عني
رسالة مرة من
الدهر قال نعم
قال إذا شهدت
الموسم فناد
يا آل قريش
فإذا أجابوك
فناد يا آل
بني هاشم فإذا
أجابوك فسل عن
أبي طالب
فأخبره أن
فلانا قتلني
في عقال قال
ومات
المستأجر
فلما قدم الذي
استأجره أتاه
أبو طالب فقال
ما فعل صاحبنا
قال مرض فأحسنت
القيام عليه
ثم مات فوليت
دفنه فقال كان
ذا أهل ذلك
منك فمكث حينا
ثم إن الرجل
اليماني الذي
كان أوصى إليه
أن يبلغ عنه
وافي الموسم
قال يا آل
قريش قالوا
هذه قريش قال
يا آل بني
هاشم قالوا
هذه بنو هاشم
قال أين أبو
طالب قال هذا
أبو طالب قال
أمرني فلان أن
أبلغك رسالة
أن فلان قتله
في عقال فأتاه
أبو طالب فقال
اختر منا إحدى
ثلاث إن شئت
أن تؤدي مائة
من الإبل فإنك
قتلت صاحبنا
خطأ وأن شئت
خلف خمسون من
قومك أنك لم
تقتله فإن
أبيت قتلناك به
فأتى قومه
فذكر ذلك لهم
فقالوا نحلف
فأتته امرأة
من بني هاشم
كانت تحت رجل
منهم قد ولدت له
فقالت يا أبا
طالب أحب أن
تجيز ابني هذا
رجلا من
الخمسين ولا
تصبر يمينه
ففعل فأتاه
رجل منهم فقال
يا أبا طالب
أردت خمسين
رجلا أن يحلفوا
مكان مائة من
الإبل يصيب كل
رجل بعيران
فهذان بعيران
فاقبلهما عني
ولا تصبر يميني
حيث تصبر
الأيمان
فقبلهما وجاء
ثمانية وأربعون
رجلا حلفوا
قال بن عباس
فوالذي نفسي بيده
ما حال الحول
ومن الثمانية
والأربعين عين
تطرف
[-: 6882 :-] İbn Abbas anlatıyor: ilk
kasame, Cahiliye döneminde yapıldı. Haşim oğullarından bir adam Kureyş
kabilesine ait bir fırkadan bir kişiyi iş için kiraladı. Kureyşli devesine
binip adamla yola çıktı. Yolda Haşim oğullarından bir kişi yanına geldi. Adamın
kırbalarının bağı kopmuştu ve Kureyşliye: "Bana yardımda bulunup bir
devenin yularını versen kırbalarımı bağlasam, develer zaten kaçmaz" dedi.
Kureyşli, bir devenin yularının çözüp adama verdi, o da kırbalarını bağladı.
Bunlar bir yerde konakladıklarında Kureyşli, bir deve hariç bütün develeri
bağladı. Adamı kiralayan kişi:
"Niye bütün develer
bağlı da bu deve bağlı değil?" deyince, Kureyşli: "Onun yuları
yok" cevabını verdi. Adam: "Yuları nerede?" diye sordu. Kureyşli
: "Bana, Haşim oğullarından kırbalarının bağı kopan biri geldi. Gelip
yardım isteyince, kırbararını bağlaması için ona bu devenin yularını çözüp
verdim" dedi. Mal sahibi Kureyşliye sopayla vurdu ve bu vuruş Kureyşlinin
ölümüne sebep oldu. Bu sırada Yemen'li biri geldi ve Kureyşli ona:
"Hac mevsiminde
Mekke'de olacak mısın?" diye sordu. Yemen'li: "Hayır olmayacağım. Ama
belki de olurum" dedi. Kureyş'li "Eğer olursan benim bir haberimi
götürür müsün?" dedi. Yemenli: "Evet" deyince Kureyşli şöyle devam
etti: "Eğer hac mevsiminde Mekke'de olursan orada «Ey Kureyş oğulları!»
diye seslen. Şayet cevap alırsan, «Ey Haşim oğulları!» diye seslen ve eğer sana
cevap veren olursa Ebu Talib'i sor. Ona filan kişinin beni bir ip için
öldürdüğünü söyle" dedi ve öldü.
Adamı kiralayan kişi
(Mekke'ye) geldiğinde Ebu Talib onu karşıladı ve: "Bizim adamımız ne
yaptı?" dedi. Adam: "O hastalandı ve ben gereken her şeyi yaptım, ama
adam sonunda öldü. Ben de onu defnettim" cevabını verdi. Ebu Talib:
"Yapman gereken de buydu" dedi.
Sonra öldürülen kişinin
vasiyet ettiği kişi hac mevsiminde geldi ve: "Ey Kureyş oğulları!"
diye seslendi. Oradaki Kureyşliler: "Biz Kureyşliyiz" dediler. Adam
bu defa: "Ey Haşim oğulları!" diye çağırdı. Bu sefer Haşim oğulları:
"Biz Haşim oğullarıyız" dediler. Adam: "Ebu Talib nerede?"
diye sorunca: "Bu, Ebu Talib'tir" dediler ve adam şöyle devam etti:
"Filan kişi size,
filan kişinin onu bir ip için öldürdüğü haberini vermemi emretti" dedi.
Ebu Talib, Kureyşliyi öldüren adamın yanına gitti ve: "Şu üç şeyden birini
seç: Eğer kaza ile arkadaşımızı öldürdüysen diyet olarak yüz deve ödersin. Veya
öldürmediğine dair kavminden yemin etmek üzere elli kişi getirirsin. Bu iki
şeyi de kabul etmezsen biz de seni öldürürüz" dedi. Adam. kavmine gidip
durumu onlara anlatınca kavmi: "Biz yemin ederiz" dediler. Zamanında
Kureyşli biriyle evli olup ondan çocuğu olan Haşim oğullarından bir kadın geldi
ve: "Ey Ebu Talib! Sana yemin edecek elli kişinin arasında olan oğluma
yemin ettirmeni istemiyorum. Dilersen onu yalan yemin altında bırakma"
dedi. Ebu Talib kadının isteğini kabul etti. Ancak bir adam daha geldi ve:
"Ey Ebu Talib! Yüz deve karşılığı elli kişinin yemin etmesini istedin.
Adam başı iki deve düşer ve işte sana iki deve. Bunları kabul et ve benden de
yemin etmemi isteme" dedi. Ebu Talib te iki deveyi kabul etti. Geriye
kalan kırksekiz kişi yemin etti.
İbn Abbas: "Nefsim
elinde olan (Allah)'a yemin olsun ki! Bir sene geçmeden o kırk sekiz kişi
öldü" diye ekledi.
Mücteba: 8/3; Tuhfe:
6280
Diğer tahric: Hadisi
Buhari (3845) rivayet etti.